Big Bass Halloween 2
Şimdi dostum… Bazen ekran karşısında kendine gelirsin ya, “Ne yapıyorum ben?” diye. İşte Big Bass Halloween 2 tam o kafa ama tatlı tatlı. Balık var, kazanç var, biraz da o Cadılar Bayramı havası var. Yani ne ararsan koymuşlar bu oyuna. Bi’ de Slotter’dan girince tadından yenmiyor, onu söylemeden geçmeyeyim.
Abi ne yalan söyleyeyim, ilk açtığımda “yine mi balık?” dedim. Ama ekran bir açıldı, zombileşmiş balıklar, kafası karışmış bir olta adam, arkada gotik müzik… Dedim “tamam, farklı bu.” Döndürdüm bir tur, sonra bir daha. Sonra baktım kazançlar yağmaya başlamış. Korku filmi gibi ama mutlu sonlu.
Free spin geldiğinde var ya, insanın eli ayağına dolaşıyor. Semboller bi’ dans etmeye başlıyor, çarpanlar ekranda uçuşuyor. “Lan acaba gerçek mi bu?” diyesin geliyor. Ama gerçek işte. Kazandırıyor da güzel kazandırıyor. Hele o bonus ekranı yok mu, bak onu izlemek bile zevk. Oyun oynamıyorsun resmen, küçük çaplı bir festival yaşıyorsun.
Bak güzel kardeşim, her oyunun bir adresi vardır. Big Bass Halloween 2’nin adresi de Slotter. Niye mi? Çünkü oyun yağ gibi akıyor. Donma, kasma, ekran kitlenmesi falan unut. Hem masaüstü hem mobilde tıkır tıkır. Arayüz desen şeker gibi. Bağlantı kopsa bile Slotter’da kazancın sana dönüyor. “Boşa gitmedi be!” dedirtiyor insana.
Oyun içi efektler, Cadılar Bayramı temasıyla öyle güzel oturmuş ki… Ne korkuyorsun, ne gülüyorsun. Ortası bir tatlı kaos. Ama kazançlar geldi mi… Ooo işte o zaman suratın sırıtıyor. Hele ilk büyük kazancını aldığında istemsizce “Oh bee!” diyorsun. Slotter sağ olsun, hem eğlendiriyor hem cebe çalışıyor.
Big Bass Halloween 2, sadece bir oyun değil. Bi’ deneyim resmen. Ekranda dönen makaralara her tıkladığında içinde bir umut doğuyor. “Bu sefer jackpot benle” diyorsun. Ve inanasın gelmese de, bazen gerçekten oluyor o.
Bu oyunun olayı şu: Ne kadar oynarsan oyna, sıkılmıyorsun. Tema, müzik, görsel efektler… Her şey özenle yapılmış. E zaten Slotter’da oynuyorsan ekstra keyif garanti. Hani kaybetsen bile üzülmüyorsun çünkü o atmosfer yeter. Ama kazandığında… O his başka hiçbir şeyde yok.
"Soğukta Sıcacık Kazançlar" Christmas Carol... hani şu klasik yılbaşı hikayesi var ya, Ebenezer amca, hayaletler…
"Alev Alev Başlayan Bir Macera" Fire Portals ... daha adını duyar duymaz bir kıvılcım çakıyor…
"Şimşek Çakarsa Ne Olur?" Diamond Strike... Daha ismini okurken gözümde bir ışık çakıyor. Hani şimşek…
"Zar Gibi Dönüyor Dünya" Dice Deco deyince bir durdum. İçimden dedim ki, bu ne havalı…
"Ejderha Nefesi Gibi Yakan Heyecan" Dragon Spirit ... adını duydum, bir içim ürperdi. Yani düşünsene,…
Bak şimdi… her şey bir tabanca sesiyle başlıyor. Makaralar dönüyor, fon müziği öyle bir çalıyor…